|
|
 |
Matematik Finali
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıklarıiçinmatematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav
yapacağını söyler.
Sınav
günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun
ayrı ayrı
köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan
alan herkes sınavı geçebilir... Hocanın
hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar
puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır...
Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık
1 soru vardır: "Hangi lastik
patladı?"
Ahlak Dersi
Küçük Salamon, okuldan iki gözü iki çesme dönmüstü.
Babası, niye agladigini sorunca hiçkira hiçkira cevap verdi :
- Öğretmen ahlak nedir diye sordu, bilemediğim için
bana sifir verdi.
- İyi etmis.
Öğreneydin dedi babasi. Gel sana anlatayim, dinle.
Mesela, bir müsteri geldi dükkana, mal aldi. Giderken
de içi para dolu cüzdanini unuttu. Iste ahlak burada baslar.
Bu cüzdani ne yapacagim ? Yalniz kendime mi saklayacağim
yoksa ortagimla mı paylaşacağım ?
Psikoloji Öğrencisi
Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu.
Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaşır ve
- Afedersiniz hanımefendi biraz konuşabilir miyiz acaba? diye sorar.
Kız birden haykırır.
- Terbiyesiz ! Ben senin bildiğin kızlardan değilim !
Adam utancından yerin dibine girmiş, kıpkırmızı bir suratla yerine oturmuştur.
Herkes ona bakmaktadır ve bu onu daha da rahatsız etmektedir.
Bir süre sonra kız ona yaklaşır ve gülümseyerek..
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve
utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyorum.
Bu açıklama adamın canını daha fazla sıkar ve avaz avaz bağırarak cevap verir.
- Ne ? Gecesi 200 dolar mı ? Deli misin sen ?
Kadeş Savaşı
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş:
-Oğlum Kadeş Savaşını kim yaptı?
Çocuk hemen yanıtlamış:
-Hocam vallahi billahi ben yapmadım.
Hoca sinirinden çıldıracak. O sinirle dışarıya çıkmış, koridorda
Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
-Hoca hanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş
Savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben
yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım...
-Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar hem yaparlar hem de
yapmadım derler... Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu
Müdür Beyin odasında almış.
-Müdür Bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var, ne de öğretmeninde;
öğrenciye Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor,
öğretmene durumu anlatıyorum,
bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim.
Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üzmeyin Hocam, bunda merak edilecek birşey yok
, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş Savaşını kimin yaptığını sorarız...
Tarih Öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve Müdürden bir hafta izin almış...
Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı:
Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş Savaşı yapılamayacaktır. Bilginize. )
Müslüman İle Yahudi
Avrupa'da bir Müslüman abdest alırken, yanına bir Yahudi yaklaşır ve ona şöyle der :
" Siz pis Müslümanlar kirli ayaklarınızı; ellerimizi yüzümüzü yıkadığımız temiz yerlere koyuyorsunuz ."
Müslüman : " Peki söyle bakalım sen günde kaç defa yüzünü yıkıyorsun."
Yahudi şaşırır ama cevap verir:" Sabahları bir kez bazen ıhtıyaç olursa iki defa."
Müslüman Avrupalı : Biz Müslümanlar günde ayağımızı 5 defa yıkıyoruz, şimdi söyle bakalım hangisi daha temiz, senin yüzünmü yoksa benim ayaklarım mı ?
Coğrafya
Bölük komutani Ali okulu nu denetliyordu. Hasan'a sordu:
- Oglum, dünya kac parcadir?
- Bes parcadir komutanim.
- Say bakalim.
- Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya.
- Sen nerelisin?
- Kayseriliyim, komutanim.
- Su haritada Kayseri'yi göster bakalim.
Hasan Kastamonu'yu isaret edince:
- Oglum, orasi Kastamonu.
- Kayseri'nin bir mahallesi sayilir, komutanim.
Öğretmen
Öğretmen çocukların kendisine aldıkları hediyeleri tahmin eder...
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti duzenler.
Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır.
Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
- Sanırım bu bir buket çiçek..?
- Doğru.. Nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, tahmin ettim..
Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır.
O da öğretmene bir hediye verir.
Öğretmen gülümseyerek paketi alır
, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
- Sanırım bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..
Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir.
Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır.
Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
- Bu şarap olabilir mi ?
- Hayır öğretmenim !! diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
- Şampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR öğretmenim !!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ??
Çocuk neşeyle haykırır:
- Bir köpek yavrusu !..?
Öğrenci Yurdu
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış,
üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektor demiş ki
"- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge.
Erkek yurtları da kız öğrenciler için
. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek
. İkinci yakalanışında 60 dolar
, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?"
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
Biyoloji Sınavı
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki
herkes acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş.
Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar,
ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra
mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki,
"Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var,
sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği
dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey
yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş, "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış ;
Öğretmen öğrenci
Öğretmen çocuklar derslerinizi yaptınız mı?demiş
çocuk demiş ki
öğretmenim insanlar yapmadıkları şeylerden suçlanır mı demiş
öğretmen
hayır diye yanıt vermiş
çocuk
oh be tamam demiş
öğretmen ne oldu niye sordun demiş
çocuk
ödevimi yapmadımda ondan demiş
Yasal ve Mantık
Öğrenci: Siz beni cezalandırıyorsunuz. Bunu hiç anlıyor musunuz?
Profesör: Evet tabiki. Yoksa nasıl profesör olabilirdim.
Öğrenci: iyi o zaman. Size birşey sormak istiyorum.
Eğer doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu aliyorum ve gidiyorum.
Fakat bununla beraber eger cevabı bilemezseniz bana iyi not vereceksiniz.
Profesör: Anlaşıldı tamam. Sor bakalım.
Öğrenci: Aynı anda yasal olupta mantıklı olmayan nedir,
mantıklı olupta ama yasal olmayan nedir? ve de ne mantıklı
ne de yasal olan nedir?
Profesör iyice bir düşündükten sonra hic bir cevap veremiyor ve o
öğrenciye iyi not vererek onu geciriyor. Daha sonra profesör
en iyi öğrencisini çağırıyor ve aynı soruları ona soruyor.
Öğrenci hemen cevap veriyor:
Siz 63 yaşındasınız ve 35 yaşındaki bir bayanla evlisiniz.
Bu yasal ama bununla beraber pek mantıklı degil.
Karınızın 25 yaşında bir dostu var, bu gerçi mantıklı ama yasal değil.
Siz, karınızın dostuna iyi bir not veriyor ve onu geçiriyorsunuz
oysaki o sınıfta kalmıştı. Bu ise ne mantıklı ne de yasal.
Öğrenci sorusu
Öğretmeni Ali'ye sormuş;''Ağacta 5 kuş var birini vurdum,
geriye kaç kuş kalmıştır.''
Ali ''Kalmaz öğretmenim,hepsi gürültüden uçar,demiş''
Öğretmeni ''Hayır dersimiz matematik ama düşünüş
biçimini beğendim.''demiş.
Ali hırslanmış.Öğretmenine''Üç kadın varmış,biri dondurmayı emerek;
biri yalayarak,biri ısırarak yermiş.Bunlardan hangisi evlidir?''
Öğretmeni kızarıp,bozarmış.
''Emen mi?'' demiş.
Ali ''Hayır, parmağında alyansı olan,demiş.''
Ama düşünüş biçiminizi beğendim...
Küçük Ali
Küçük Ali okula başladığından beri her gün ögretmeni Aysel hanıma gidip,
- "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim
birinci sınıf değil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akıllıyım,
hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın."
diye şikayet edermiş.
Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul
müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü:
- "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim,
yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve baslamış sorgulamaya,
- Iki kere iki?
- Ali hemen "Dört" demiş,
- "Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen
-"Yetmis iki" demis,
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen
-"Dört" demis.
Bu sirada Aysel hocada
- "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim"
demis ve sormus:
- "Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende
iki tane var, bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demis, Aysel hoca sormuş
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda
olmayan şey nedir?" Ali hemen yanitlamis
-"Cep".
Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre,
-"Üçe koyalım hocam" diyecekken
Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş,
-"Hocam, bu çocugu üçe degil beşinci sınıfa koyalım,
zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"
Bir Sazan Fıkrası
Otobüsle giderken, Bolu Dağı’nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı…
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses “merhaba” dedi.
Adam şaşkın “Merhaba” diye cevap verdi.
Ses devam etti: “Nasılsın?”
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu…
Yine şaşkın şaşkın yanıtladı: “Sağ ol, iyiyim. sen nasılsın?”
Ses sordu: “Ne yapıyorsun?”
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Düşündü ve yanıtladı:
“Ben” dedi “İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?”
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
“Hayatım, telefonu kapatıyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım…”
Gülmeyi Beceren Her İnsan Bir Fıkra Yazabilir...
|
|
 |
|
|
|
|